BİR BANKSY FİLMİ: EXIT THROUGH THE GIFT SHOP

 



BİR BANKSY FİLMİ: EXIT THROUGH THE GIFT SHOP

         Banksy, uzun zamandır takip ettiğim, en çok ilgimi çeken sanatçılardan biri. Bunun sebebi, elbette ki sokak sanatına getirdiği bakış ile birlikte yarattığı gizem. (Evet, Banksy hakkında İngiliz olması hariç hiçbir şey bilmiyoruz!) Biraz fikir sahibi olan varsa, milyon dolara satılan "Kırmızı Balonlu Kız" eserinin müzayede sırasında kendini imha etmeye çalışması ile eserin değerinin bir anda iki katına çıktığı ve sahibine azıcık(!) milyonlar daha kazandırdığını eminim benim gibi ağzı açık olarak izlemiştir.  Bu konuya biraz daha değinmeden edemeyeceğim. Söz konusu eseri satın alan koleksiyoner "Önce şok oldum, ancak daha sonra kendi sanat tarihi eserime sahip olduğumu anladım." demiştir. Eserin parçalanması ile birlikte, adı da değişerek "Çöpteki Aşk" olmuş ve eser, bir müzayede sırasında canlı canlı yaratılan tarihteki ilk sanat eseri olma özelliğini kazanmıştır. 

    Banksy'nin beni en çok etkileyen ve sokak sanatını kafamda bir "zanaat" olmaktan çıkararak "sanat" mertebesine yükselten eseri ise, "Yavru Kedi" eseri idi. Banksy, İsrail ile Filistin arasındaki iplerin iyice gerildiği bir dönemde, Gazze'deki bir duvara savaşla bağlantısız şekilde sevimli bir yavru kedi çizerek, insanlığın dünya acılarına ne derece duyarsızlaştığını göstermek istemişti. 
    

      Son olarak Banksy'nin çok küçük yaşta arkadaşını kafa üstü düşürerek hafızasını kaybetmesine neden olmakla suçlandığını, ilkokuldan atıldığını, annesinin dahi ona inanmayarak suçunu itiraf etmesini istediğini, bu travmanın Bansky'nin tüm sanat anlayışının merkezine oturduğunu söylebiliriz:  “Bence uslu durmanın hiçbir anlamı olmadığını bu kadar erken öğrendiğim için çok şanslıydım. Asla yapmadığınız bir şey için bir gün cezalandırılabilirsiniz. İnsanlar her zaman olayı yanlış anlayabilirler. Ölüm cezasına inanan herkes vurulmalıdır. ” 

    Banksy'e yönetilen en büyük eleştiri, şüphesiz ki popüler kültüre karşı açtığı savaşta popülizmin ağına takıldığının söylenmesi. Ancak anlık durum dahi, Banksy'nin deney sahası içine giriyor olabilir. Söz konusu o olunca, insan karar veremiyor(!)

       Gelelim belgeselimize...

        Banksy ile ilgili araştırma yaparken belgesel ile ilgili çok büyük bir yanlış anlaşılma ile karşılaştım. Buradan düzelteyim: Belgesel, Banksy'nin hayatını değil, Banksy'nin peşinden giderek sokak sanatçısı olma yoluna giren bir arkadaşını anlatıyor. Tabi ki Banksy'nin sokak sanatı ve anlayışı hakkında da bilgi sahibi oluyoruz, filmin yönetmeni Banksy'i kamera karşısında da görüyoruz. Ancak bu onun hikayesi değil. Belki onun "pişmanlık" hikayesi diyebiliriz...

       Filmde Banksy ile arkadaş olup onu kameraya almaya çalışan, ancak sonunda Banksy’nin kendi filminin konusu haline gelen Fransız "belgesel yapımcısı" Terry Guetta’yı takip ediyoruz. Onun kurduğu ilişkiler ile birlikte birçok ünlü sokak sanatçısını da görme şansımız oluyor. Belgesel, aslında dünyanın ilk sokak sanatı filminin nasıl yapılamadığının inanılmaz hikayesini anlatıyor. Terry Guetta'nın, muhtemelen gördüğünüz an "aaaaaaa" diyeceğiniz çok ünlü işleri mevcut ancak belgeseli izledikten sonra bakmanızı tavsiye edeceğim.
           
       Bu sırada, Exit Through The Gift Shop filminin prömiyeri 2010 yılında Sundance Fim Festivali’nde yapılmış, Banksy prömiyere bir mesaj yollayarak katılmayı seçmiştir: Bayanlar, baylar ve yayıncılar… Sanatın saf heyecanı ve ruhunu aktaran bir film yapmaya çalışmak çok zor bir iştir. Bu yüzden hiç zahmete girmedik. Bu basitçe gündelik hayatın bildiğimiz hikayesidir. İzlemek üzere olduğunuz şey gerçektir, özellikle de yalan söylediğimiz kısımları.”
         
        Belgeselin adının "Çıkışlar Hediyelik Eşya Dükkanından" olması çok ilgimi çekmişti. Sokak sanatı düşüncesinin uyandırdıkları ile "hediyelik eşya" kavramını birbiri ile bağdaşlaştıramamış, ancak bu isimden ilginç bir yerlere varılacağını da anlamıştım. Tam isabet! Filmin adını düşününce dahi gülümsüyorum. Komik, ironik, düşündürücü, sokak sanatı hakkında araştırma yapma ilhamı veren, biraz da tüm dünya insanları olarak zekamızı sorguladığımız bir film...Filmin 2010 Oscar Adayı olduğunu da belirtelim. 

  Bilgesel Puanı: 8.7/ 10

  Konu ile ilgili makaleler: 

  -Bansky, Otorite ve Sanat, Esra Yıldırım

 -Sokak Sanatında Üsluba Dair Yorumlar ve Muhalif Boyut, Hamdi Gökova

-Sokak Sanatının Gizli Sanatçısı Banksy, Bora Özen-Gökhan Eken

Yorumlar

  1. Banksy bir sevenin oldu. Bilge kişiye teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten çok akıcı, ayni zamanda çok didaktik bir yazı olmuş. Yazılarının devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. Kalemine ve yüreğine sağlık sevgili Bilge

    YanıtlaSil
  4. Gerçekten izlemeden önce girip okunması yararlı, çok aydınlatıcı bir yazı olmuş. Tam da aradığım gibi bir blog. Sayende belgesellere olan ilgim arttı. Devamını merakla bekliyor olacağımm..

    YanıtlaSil
  5. Son zamanlarda film izlemeyen biri olarak beni yeniden film izlemem konusunda heyecanlandırdı yazın ilk olarak izlenmesi gereken listeme ekledim.teşekkürler ❣️

    YanıtlaSil
  6. Emeğine sağlık çok açıklayıcı güzel yazı 👏👏

    YanıtlaSil
  7. Üzerine çalışılmış ve dolu bir yazı. Kısa zamanda izlemeye çalışacağım

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

GEÇTİĞİMİZ AYIN EN BÜYÜK KAYBI: KÖTÜ ŞÖHRETLİ RBG

SOĞUK BİR DÜŞÜNCE OLARAK ÖLÜMSÜZLÜK İHTİMALİMİZ